Bu yazıyı kaleme almamda ana etken Spor Bakanlığı tarafından 2010 yılında Milli spor olarak tanımlanan Matrak sporunun kurucusu olmam sebebiyle Türk spor kültüründe açtığımız bu yolda Matrak sporunu icra eden çocuklarımızın günahına mı giriyoruz ? sorusunun vicdani muhasebesidir. Konuyu kapsamlı bir şekilde baktığımız zaviyeden gördüklerimiz çerçevesinde izaha çalışacağım.
İkinci etken ise Geleneksel Spor Dalları Fedrasyonundaki bir Milli Sporumuzun Başhakeminin oğlunu bir uzakdoğu sporuna ve Federasyon Memurlarından birinin kızını yüzme sporuna gönderme sebeplerini bir sohbetimiz esnasında öğrenmemdir.
Neden bağlı olduğunuz Federasyonun spor dallarından birine çocuğunuzu kayıt ettirip Milli bir sporda başarılı olmasını istemiyorsunuz ? şeklindeki soruma cevapları çok manidardı.
Tabi ki isteriz lakin fedrasyonumuza bağlı branşların Milli sporcu çıkarma gibi bir durumu yok.
İşin merkezindeki kişilerin haklı görüşleri böyle olunca Türk Ata sporlarının gelişmesi ve dünyada saygın bir yere gelmesi hatta Olimpik branş olması için çalışan bizler ne yapmalıyız?
Bizde başkalarının çocuklarına Türk Milli sporlarını sevdirmek için çalışırken kendi çocuklarımızı olimpik branşlara mı yönlendirelim?
Şimdi sayalım Geleneksel Spor Dalları Federasyonu çatısı altında kaç tane Milli sporumuz var.
1.Matrak (Matrak, Tomak, Cenk, Mızrak, Hançer)
2.Atlı Cirit
3.Aba Güreşi ( Kapışmalı Aba güreşi, Aşırtmalı Aba Güreşi)
4.Rahvan Binicilik
5.Kuşak Güreşi
6.Atlı Okçuluk
7.Kızak
8.Atlı Kızak
9.Şalvar Güreşi
Güreş Federasyonunda olanlar
10.Yağlı Güreş
11.Karakucak
Henüz Spor Bakanlığı çatısı altında olmayan ve canla başla bu kültürün yaşaması için çalışanların olduğu diğer bir Milli sporumuz ise,
12.Geleneksel Türk Okçuluğu Kemankeşlik.
Ülkemizde 62 Spor Federasyonu var ve bu federasyonların yaptırdığı spor branşlarından ancak 12 tanesi ile ( Atıcılık, Atletizim, Bisiklet, Boks, Güreş, Halter, Judo, Masa tenisi, Okçuluk, Tekvando, Yelken, Yüzme ) 2012 yılında Olimpiyatlara katıldık. Geri kalan 49 Federasyonun yaptırdığı sporların ise Avrupa yada Dünya Şampiyonaları yapılmakta yani Geleneksel Spor Dalları Fedrasyonu hariç tüm Federasyonların sporcuları Milli sporcu olabilmekte ve Milli sporcuların yararlandığı avantajlardan yararlanmakta. Halk oyunları Federasyonunun Milli takım oluşturma şeklinde bir projesinin olduğunu duymuştum yaptığım araştırma sonucunda isteklere cevap verebilecek ve süreklilik arz eden bir yapılanmanın oluşmadığını gözlemledim.
Millikle ilgili sorularımız şöyle;
1. Toplamda on iki tane olan ve hepsi birbirinden güzel Milli sporumuzu yapan binlerce sporcu yaptıkları Milli sporlarda neden Milli Sporcu olamıyorlar ?
2. Milli sporcu olmak için illa yabancı menşeili olan Türkçe haricinde terminolojilerin kullanıldığı, manevi öğreti boyutunda bizden olmayan öğretilerle bezenmiş sporları Türkiye dışında kurulu ve yönetilen Dünya Federasyonlarına tabi olarak mı yapmak lazım?
3. Bir tanesi hariç 11 tane Milli Spor Türkiye Cumhuriyeti Devletinin spor konusunda en yetkili organı olan Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından tanınıyor ve Federasyon çatısı altında yapılıyorsa bu sporların sporcularına Milli sporcu olmanın yolunun kapalı olması Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı değil midir?
4. Güçlü ve Büyük Türkiye vizyonunda Milli spor yapan sporcularında milli olabildiği bir spor politikası olması gerekmez mi?
Anayasamızızın bu sorulara cevabı açık ve net.
“Madde 58 – …Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”
“Madde 59 -Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur.”
Milli sporcu olabilmek için mevcut kanun ve yönetmelikler çerçevesinde hangi tip yarışmalara katılınması gerekiyor bir göz atalım.
( Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünden: Milli Sporcu Belgesi Verilmesi Hakkında Yönetmelik 12 Mayıs 2012 Resmi Gazete Sayı: 27932 )
Milli sporcu belgesi almaya hak kazanma
MADDE 7 − (1) Aşağıda belirtilen uluslararası müsabakalarda yer alan sporcular, katıldıkları yarışma türüne göre (A), (B) veya (C) sınıfı milli sporcu belgesi almaya hak kazanır.
a) (A) sınıfı belge almaya hak kazanabilmek için aşağıda yer alan müsabakalara katılmak şarttır.
1) Olimpiyat, paralimpik ve deafolimpik oyunları,
2) Büyükler kategorisindeki dünya şampiyonaları finalleri,
3) Büyükler kategorisindeki Avrupa şampiyonaları finalleri,
4) Dünya ve Avrupa Şampiyonası yapılmayan branşların büyükler kategorisindeki dünya ve Avrupa kupaları finalleri,
b) (B) sınıfı belge almaya hak kazanabilmek için aşağıda yer alan müsabakalara katılmak şarttır.
1) Ümitler, gençler ve yıldızlar kategorilerindeki dünya ve Avrupa şampiyonaları finalleri,
2) Büyükler kategorisinde yapılan Avrupa ve dünya şampiyonalarındaki grup eleme müsabakaları,
3) Dünya ve Avrupa şampiyonası yapılan branşların büyükler kategorisindeki dünya ve Avrupa kupaları finalleri,
4) Dünya ve Avrupa şampiyonası yapılmayan branşların ümitler, gençler ve yıldızlar kategorisindeki dünya ve Avrupa kupaları finalleri,
5) Üniversite oyunları,
6) Akdeniz Oyunları, Karadeniz Oyunları, Dünya veya Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları,
7) Uluslararası Üniversite Sporları Federasyonu (FISU) tarafından düzenlenen dünya şampiyonaları,
8) Uluslararası Okul Sporları Federasyonu (ISF) tarafından düzenlenen dünya şampiyonaları,
9) Uluslararası Askeri Sporlar Konseyince (CISM) düzenlenen dünya askeri oyunları ile Avrupa ve dünya şampiyonaları,
10) Olimpik branşlarda uluslararası federasyonların yarışma takviminde yer alan, ferdi branşlarda en az 17 ülke sporcusu, takım sporlarında ise en az 9 ülke takımının katıldığı diğer uluslararası yarışma veya turnuvalar,
c) (C) sınıfı belge almaya hak kazanabilmek için (A) ve (B) sınıfı milli sporcu belgesi için öngörülen yarışmalar dışında kalan uluslararası müsabakalara ve turnuvalara katılmak şarttır.
İzmir – Dokuz Eylül Üniversitesinin 2012 yılında Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokuluna girişte Milli Sporcu Belgesi olanlara sağladığı avantajlara bakalım. ( Bu avantajlar her üniversitede aynı olmayıp Yüksek Öğretim Kurumu tarafından yayımlanmış yönetmelikler çerçevesinde düzenlenmekte, Yüskek Öğretim kurumunun Milli Sporcu olanlara avantaj sağlamasını isteyen kurum ise Spor Genel Müdürlüğüdür.)
Özel yetenek sınavına girmeden Milli sporcu olmayanlardan ;
Adaylar, 2012 YGS sınavı YGS-1, YGS-2, YGS—3,YGS-4,YGS-5 veya YGS-6 puan türlerinin her hangi birinden; Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği için; 180 ve üzeri puan almış olması gerekmektedir.
Milli sporcu Belgesi olanlardan ise;
Milli sporcular (milli sporcu belgesi aslı ile birlikte)başvuru için milli olduklarını belirten ilgili makamlardan alınmış belge getirmek şartıyla- en az 140 puan almış olmak,
Şartı aranmakta ve 40 puan fark çok ciddi bir avantaj.
Ayrıca aynı Üniversite A, B ve C sınıfı belgelerine göre sporcu öz geçmiş puanlama tablosunda,
Milli Sporcular
a) A-Sınıfı 50 puan,
b) B-Sınıfı 45 puan,
c) C-Sınıfı 40 puan
d) Bireysel sporlarda, büyükler kategorilerinde kulüplerarası, Türkiye Şampiyonaları’nda ilk 3 içerisinde yer almak 38 puan şeklinde değerlendirmeye alınmış.
Lakin en alt seviyede olan C- sınıfı belgeye sahip olan sporcu 180 puan yerine 140 puanla kabul avantajına sahip lakin d ) şıkkındaki 38 puan ise Milli olmayanlarla ilgili ve avantajlı bir durumda değil.
Güncel olan bilgiler ışığında benim gibi binlerce Türk ata sporu sevdalısı Antrenör, Hakem, Kulüp ve en önemlisi sporcuların Milli Sporcu, Milli Antrenör ve Milli Hakem olarak kurumların yasa ve yönetmeliklerle belirlediği avantajlardan faydalanamamaları yukarıda bahsettiğimiz üzere Anayasamızın eşitlik ilkesi ve Büyük ve Güçlü Türkiye vizyonuna uymamakta.
Diğer bir konu ise Milli sporları öğreten Antrenörlerin Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüklerinde durumlarına uygun Antrenör olarak işe alınmaları meselesi. Maalesef tüm girişimlerime rağmen Milli Spor Antrenörü olan kişilerin İl müdürlüklerinde istihdamının söz konusunu bile olmadığı gördüm. Spor Genel Müdürlüğünün uygulaması ve İl müdürlüklerine giden talimatlar çerçevesinde Olimpik branşlar haricinde diğer sporlarla uğraşan Antrenörlerin istihdamı yapılmamakta. Kısaca Milli spor Antrenörüne iş yok. Milli Antrenöre iş var.
Umarım Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Suat Kılıç Beyefendi Türk milli sporu yapan binlerce sporcunun ve Antrenörlerinin mağduriyetini gidermek için gerekli düzenlemeleri başlatır ve sonuçlandırır. Bu sporcuların mağduriyetlerinin giderilmesi ile ailelerininde yüzlerinin güleceği kesindir.
Milli spor yapan gençlerin Türkiyeye uzun vadede sağlayacağı faydaların neler olabileceğini ülkesini ve milletini seven herkesin çok iyi bilmesinden dolayı bu konuya girmeyeceğim.
Sorularımızla birlikte gün ışığına çıkarıp dillendirdiğimiz sorunların çözümlenmesi ile Geleneksel olarak yapılan Milli sporlarımız Bilimsel yapılan sporlar haline gelir.
Cesaret, Erdem,Nitelik ve Kültürün hayatımıza yol gösteren ışıklar olması dileği ile…
Matrak Sporu Kurucu
Ath. Matrakçı Efkan ÇALIŞ
02 Kasım 2012